Farklı Fantezilere Yelken Açan Evlilik -13- Alper

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Farklı Fantezilere Yelken Açan Evlilik -13- Alper
Gökçe ile çoktan havuza varmış, şezlonglara havlularımızı ve eşyalarımızı sermiştik. Hava çok sıcak ve bunaltıcı olduğu için pekte uzun olmayan yürüyüş bile beni oldukça yormuştu. Gökçe ise hiç yorulmuşa benzemiyordu. Altında keten, kısa şortu vardı. Üstünde ise bikini üstü; tüm yolu böyle yürümüştü. Tatil beldesinde olsak bile Gökçe düzgün fiziğiyle yanından geçenlerin ilgisini çekmekte çok iyiydi.

Gökçe keten şortunu hızlıca çıkartıp kenara koydu. Yanında getirdiği soğuk sodasının kapağını açıp büyük bir yudum aldı ve havuza kendisi atıverdi. Etraf boş sayılırdı. Gökçe’nin biraz arkasından bende kendimi serin havuza bıraktım. Suyun içinde oldukça eğlenceli vakit geçirdik, sıra güneşlenmeye geldiği için istemeyerek havuzdan çıktık. Gökçe kenarda bıraktığı içeceğinden büyük bir yudum daha alıp kendini şezlonga bıraktı. Vücudundan akan sular ona büyüleyici bir güzellik katıyordu. Bende kendi şezlonguma uzanmıştım, gözlerim Gökçe’nin pürüzsüz vücudundaydı, kendime görsel bir ziyafet çekiyordum.

-Normalde burası gençlerle dolu olur. Ama bugün şansımıza boşmuş.
-Nasıl yani, ne alakası var gençlerin?
-Genç üniversiteli çocukların bana bakıp yutkunmasını, güneş kremi sürmek için an kollamalarını çok seviyorum. Yoksa niye yakın havuza gitmeyeyim? Orası yaşlı dolu.
-Senden korkulur Gökçe. Ama dur bir dakika ya, ben varken başkalarına düşer mi yağ sürmek?
-Sen zaten fazlasını yapıyorsun, onlarda mutlu olsun azıcık. Aaa kocamdan kıskanç çıktın vallahi.

İkimizde gülerek uzun ve keyifli bir muhabbete giriştik. Gökçe’nin vücudundan sular aktıktan sonra bedenine güneş kremi sürme fırsatını elbette kaçırmadım. Biraz daha havuz başında vakit geçirdik ve sonra kalkıp eve yöneldik. Eve giderken şortunu giymemişti bile… Sürekli kalçalarının arasına kaçıp büzüşen bikini altı yüzünden eminim yazlık bahçesinde oturan aileler arasında kıskançlık tartışmaları yaşanmıştır!

Hem yolda, hem onu kremlerken ısrarlı sorularımla Gökçe’nin ve Galip’in geçmişini öğrenmekten geri kalmamıştım. Parça parça bile olsa çok şey öğrendim. İşte şimdi burada yazacaklarım o dinlediğim kısımların birleştirilmesi ile oluşturulmuştur.

Gökçe;

O dildoyu ilk içime aldığım zamanı hatırlamak bile çok güzel. İyice değişmiştim o gece, zaman geçtikçe daha fazlası için yanıp tutuşan bir kadın oluyordum; o zamanlar bile bunun farkındaydım ve bu şehvetin gözümü kör etmesinden, ilişkime zarar vermesinden, hata yaptırmasından korkuyordum… Dildo ve elbette Galip ile yaşadığım o tek kelime ile harika gecenin sabahında düşündüğümü yapıp eşimi güzel bir oral seks yaparak uyandırmıştım. Sonra hızlıca duşa kaçmıştım. Benden hemen sonra Galip duşa girmiş, beraber biraz suyun altında eğlendikten sonra ben hızlıca çıkıp kurulanmıştım. Büyük bir klişeyi yaşamak için Galip’in dünden kalan gömleğini giymiş, altıma sadece string bir külot giymiş olduğum halde güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştım. Galip duştan çıkınca gelmiş, uzunca bana sarılıp öpmüş ve biraz kalçalarımı okşadıktan sonra masaya oturmuştu. Hoş bir kahvaltı sonrası Galip’i uğurladım.

İki haftadan fazladır iş yapmaz olmuştum. Bir yerden tekrar başlamalı düşüncesiyle sabahın erken saatlerini fırsat bilip bilgisayarın başına geçtim bende. Bir iki basit işi kabul etmiş ve öğlene kadar zamanın nasıl geçtiğini bilmeden, sadece kahvemi doldurmak için masadan ayrılacak kadar kendimi kaptırarak çalışmıştım. Zil çaldığında zaman algımın tamamen kaybolduğunu anladım. Üstümde hala Galip’in gömleği vardı, altına sütyen bile giymemiştim. Temkinli adımlarla kapıya yöneldiğim sırada zile tekrar basıldı. Pek ziyaretçisi olmayan evimiz için bu pek normal sayılmazdı. ‘Geliyorum!’ diye bağırıp adımlarımı sıklaştırdım. Kapının deliğinden baktığımda Alper’i gördüm; önceki gece bir dildoyu onun penisi yerine koyup içime aldığım komşumuzu! Kapıyı kendime siper ettim ve araladım.

-Merhaba Gökçe!
-Aaa merhaba Alper bey. Bu ne hoş bir sürpriz. Buyurun?
-Sabahtan kalkıp yeni bir tarif denedim, güzel bir kek yaptım. Sizde seversiniz diye biraz getirmiştim.

Elinde duran tabağı o zaman görebildim ancak. Üstüm müsait değildi ama içeri davet etmem için gözlerimin içine baktığını fark ettim. İşin kötü tarafı içeri gelmesini bende çok arzuluyordum. Bu tehlikeli bir köprüydü ve ben nasıl geçeceğim konusunda karar veremiyordum.

-Ne zahmet ettiniz Alper bey, çok teşekkür ederim.
-Ne zahmeti Gökçe hanım. Hem kekin tadına bakarsınız hem biraz kahve eşliğinde muhabbet ederiz diye düşünmüştüm.
-İyi düşünmüşsünüz. Buyurun içeri lütfen.

Alper kendini zorla eve aldırtmıştı. O salona geçerken;

-Üstüme bir şey giyip geleyim Alper bey, siz rahatınıza bakın lütfen.

deyip yatak odasına yöneldim. Arkamdan baktığından emindim…

Elim ayağım titriyordu. Alper’in evimde olması çok tehlikeliydi çünkü onu hayal ederek boşalacak kadar onu dün gece arzulamıştım ve zincirlerimden kurtulmuştum… Dildo veya hayali değil gerçeği dibimdeyken, biz baş başayken olabilecekler yüreğimde çarpıntıya neden olmuştu.

Odaya geçip altıma bulduğum bir şortu hızlıca geçirdim. Gömleği çıkarttım ve askılı bir atlet giydim. Askılı atlet küçük geliyor, göğüslerime baskı yapıyordu. Atletin üstüne bir şey giymemeyi düşünsem bile bu fikirden hemen vazgeçtim. Zihnimin bir kısmı hala kontrolüm altındaydı… Düşünürken tekrar gömleği almamın iyi olacağına karar verdim; Galip’in varlığını daha iyi hissetmem için bu gömlek belki işe yarardı. Büyük bir ironiydi ama o an eşime çok ihtiyaç duyuyordum…

Üstümü giydikten sonra aynada kendime baktım. Buluşmaya hazırlanan liseli kızların heyecanı vardı yüreğimde. Gömlek uzun sayılmazdı ama kalçalarımı kapatıyordu, şortu giydiğim ise belli bile olmamıştı. Daha kısa giyinemezdim her halde! Bu kendimi Galip’e karşı suçlu hissettirse bile saçlarımı tekrar toplayıp salona yöneldim. Alper’i ayakta gezinirken buldum.

-Otursaydınız, buyurun lütfen. Rahatınıza bakın; ben keki alıp hazırlayayım.
-O zaman bende size yardım edeyim.

Düşünmeme fırsat vermeyecekti anlaşılan. Varlığı beni hem tahrik edip heyecanlandırıyor hemde rahatsız ediyordu. O sırada gömleğin düğmelerinin açık olduğunu fark ettim, atletim ve haliyle göğüs dekoltem en ufak bir harekette gözüküyordu. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım…

Mutfakta zaten hazır filtre kahvem vardı. Kendi bardağımı salondan getirmiştim, Alper için bir bardak daha indirmek için rafa uzandım. Alper bir yandan ona verdiğim bıçakla keki kesmeye çalışıyor, bir yandan beni izliyordu. Gözlerinin göğsüm ile çıplak bacaklarım arasında mekik dokuduğunu görebiliyordum, Alper saklama gereği duymuyordu. Cesareti tavan yapmıştı anlaşılan, fazlasına da cüret edecek gibi duruyordu… Ona bu güveni veren bendim, onu suçlayamazdım…

Bardaklara kahveleri doldurduğum sırada Alper tabakların yerini sordu. Makinede temiz tabaklardan almasını rica ettim. Makine solumda, Alper sağımdaydı. Hafifçe tezgaha eğilmiş kahveleri doldurma işini olabilecek en yavaş şekilde yaparken arkamdan tabakları almak için geçen Alper’in bedeninin kalçalarıma bir an sürtündüğünü hissettim… Alper dozu nereye kadar arttıracak ve daha önemlisi ben buna nasıl cevap verecektim?

Her şey hazır olduktan sonra tekrar salona geçtik. Ben tekli koltuğa oturdum, o da tekli koltuğa yakın üçlü koltuğun ucuna doğru oturdu. İyice birbirimize yakındık. Koltukların arasında bulunan sehpaya kahvelerimizi ve keklerimizi koymuştuk. Ne konuşacağımı bilemiyordum. Aklımda Galip vardı, ilişkim vardı; üstüme belki daha düzgün bir şeyler giymeliyim düşüncesi ise başka bir taraftan içimi kemiriyordu. Bir yanda ise bu genç adamın keten gömleğinden belli olan hatları vardı. Bir ara gözüm aşağıya kaydı, sertleştiğini saklama gereği duymuyor ve rahatça oturuyordu. Yine ketenden yapılma ince pantolonu bana karşı hislerini gizlemek bir yana bu hisleri ve amaçları adeta gözüme sokuyordu. Yutkundum… Acaba penisinin boyu nasıldı? Dildo kadar olmasa bile içimi doldurur muydu? Bu düşünceler diğer düşüncelere galip gelmeye başlamıştı bile.

-Eee anlat bakalım Gökçe, nasıl gidiyor. İş güç nasıl?
-Şu aralar pek bir tembelim aslında. Kaç zamandır ilk kez bugün oturdum işin başına, sabahtan beri onunla uğraşıyordum.
-Boş olduğunu bilseydim daha erken gelirdim.
-Sağolasın Alper.
-Bu arada işini bölmedim değil mi?
-Yok, merak etme. Zaten bırakmam gerekiyordu. Parmaklarım acıdı yazmaktan, çizmekten.
-Evden çalışmak bile ne kadar zor. Yardımcı olabileceğim bir şey var mı peki?
-Yok, sağolasın.

Alper açık kapı arıyor, ben ise şimdilik kaçıyordum. Acaba Galip’e yazmalı mıydım? Acaba Alper’i yüreklendiriyor muydum… Bilmiyordum. Bornozla karşısında oturduğum zamanlar kendimden emindim ama artık o köprünün altından çok sular akmıştı.

Kahvemden bir yudum alıp hafifçe boynumu gevşetmek maksadıyla istemsizce boynumu sağa sola oynattım, her yerim ağrıyordu. Uzun zamandır böyle çalışmadığım için vücudum alarm veriyordu.

-Boynun mu ağrıyor?
-Evet ya. Oturmaktan malum…
-Bak ver elini bana şimdi.

Hipnoz olmuş bir şekilde elimi tereddüt etmeden Alper’e uzattım. Elimin titremesini ise saklama imkanım olmamıştı…

Alper’in elleri elimle buluştuğunda parmak uçlarımdan beynime, oradan muhtemelen vajinama doğru bir elektrik dalgası, hoş bir sıcaklık misali yayıldı. İki eliyle uzattığım elimin çeşitli noktalarına ve bileğime hafifçe masaj yapmaya başladı. Parmakları tenimde gezinirken ne hissedeceğimi bilemiyordum.

-Ben masajdan çok iyi anlarım. Hatta bunun üzerine kısa bir eğitim bile almıştım. Bak şimdi nasıl rahatlayacaksın…

Tek kelime cevap veremeden onu izliyordum. Hafifçe bastırdığı parmakları bazen dirseğime kadar çıkıyordu. Arada masajın yerini hafif dokunuşlar alıyordu. Bu dokunuşların, okşamaların masajla alakalı olmadığını biliyordum. Rahatlatmak için yaptığı masaj kaslarımın daha çok gerilmesine neden olmuştu.

Alper bir elimi bırakıp diğer elimi bu sefer avuçları arasına aldı. Masaj yapmakla, vücudun çeşitli noktalarının hangi kas sistemlerini etkilediğiyle alakalı bir şeyler anlatıyor ama ben dediklerine odaklanamıyor, sadece ‘hmm, ne güzel, ilginç’ gibi kelimelerle onu geçiştiriyordum. Benim odaklandığım tek şey onun dokunuşlarıydı, birde pantolonda belirgin bir şekilde duran şişkinlik… Cinsellikte neredeyse her şeyi yaşamış bir kadın olarak elime dokunan bir erkekten tahrik oluyordum.

Alper nihayet masajı bitirdiğinde;

-Çok gerilmiş kasların. Boynuna da masaj yapayım istersen,rahatlarsın…

Dilim tutulmuştu, sadece başımı sallayabildim. Bunun karşılığında Alper gülümsedi ve ağır hareketlerle kahvesinden bir yudum daha alıp ayağa kalktı. Daha yanımdayken bir elini gömleğin üstünden doğru omzuma koydu. Rahatlamamı telkin ettikten sonra gömleğin üzerinden hafifçe omuzlarıma masaj yapmaya başladı.Omuz başlarımdan başlayan elleri yavaşça ovarak boynuma, çıplak tenime yaklaşmaya başladı. En nihayetinde boynuma dokunan sıcacık ellerini hissetmiştim. Boynumda elleri çok oyalanmadan tekrar omuzlarıma doğru indi ama bu sefer gömleğin üzerinden değildi, gömleğin altından masaj yapmaya başlamıştı. Gömleğin göğüs hizamda kapalı düğmesini açıp açmamak hatta ve hatta Alper’i yere yatırıp üstüne çıkıp çıkmamak konusunda kararsızdım…

Alper omuzlarımı ve boynumu biraz daha ovduktan sonra daha aşağılara inmeye başladı. Gömleğim her ne kadar daha aşağılara inmesini engellese bile Alper şansını oldukça zorluyordu, bol gelen gömleği iyice germişti, göğüs dekoltem apaçık ortaya çıkmıştı.

‘Bir saniye’ deyip gömleğimin bir düğmesini daha açtım. Alper gömleği iyice omuzlarıma doğru genişletti ve omuzlarımdan aşağı düşürdü. Ardından sırtımı ovmaya, okşamaya başladı. Dokunuşları gittikçe değişiyordu. Bana hiç sormadan atletimin askısını aynı gömlek gibi omuzlarımdan aşağıya indirmişti… Kontrol ondaydı, ben biraz korku, fazlasıyla heyecanla olacakları bekliyordum sadece.

Atletim ve gömlek serbest kalmıştı ve üstümden aşağıya hafifçe sıyrılan kıyafetlerden göğüslerimin üst kısmı iyice ortaya çıkmıştı. Kıyafetler bir kaç santim daha aşağıya inse göğüs uçlarım açığa çıkacaktı. Alper’in sırtımı artık sadece okşayan ve kıyafetimi arkamdan doğru aşağıya hafif hafif iten ellerinin amacı birazda buydu. Elleri bir ara sırtımdan omuzlarıma çıktı ve oradan göğsüme doğru inmeye başladı. Bunu oldukça yavaş yapıyordu, artık masaj yerini tamamen okşamaya bırakmıştı. Ben ise gözlerimi kapatmış, olacakları bekliyordum. Beynimde çalan alarmların sesi iyice artmıştı, duygu ve düşüncelerim birbirine girmişti… Alper’in elleri nihayet göğüslerimin başladığı noktaya geldi, aşağı inmekte tereddüt edip tekrar yukarı çıktı.

-İyi geliyor mu Gökçe?
-Hı hıı…

Sesim daha çok inler gibi çıkmıştı, artık resmen ona onay vermiştim. Alper’in elleri ona verdiğim cesaretle biraz daha aşağıya indi ve göğüsümün üst kısmını iyice okşamaya başladı. Göğüslerimi avuçlamasına çok az kalmıştı… Nefeslerim sıklaşmıştı, odada çıt çıkmıyordu.

Alper temkinli davranarak ellerini yukarı çıkartıp ardından tekrar sırtıma masaj yapmaya başladı Bir eli ise sol omzumdan gömleği ve atlet askısını daha aşağı indirmekle meşguldü. Ancak göğüslerimden dolayı gömlek ve atlet birbirine girmiş, kumaşlar iyice gerilmişti ve Alper’in hafif baskısı kıyafetlere etki etmiyordu. Birden bir eli boynumdan gömleğime doğru hareket etti; Alper bir düğmemi daha açmıştı. Artık önünde engel kalmadığı için kendinden emin bir şekilde kıyafetlerin ikisini birden biraz daha aşağı çekiştirdi.. Nihayet göğüslerimden kurtulan kıyafetler birden aşağı düştü ve göğüslerim açığa çıktı. Artık üstüm çıplak bir şekilde önünde bekliyordum. Elleri bu sefer acele ile önce omuzlarıma sonra göğüslerime indi, ne yapacağımı bilemez halde orada beklerken bacaklarımın heyecandan titrediğini zorlukla fark ettim. Alper’in bir eli sol göğüs ucuma doğru artık iyice yaklaşmıştı. Parmaklarının tenimde gezerken titrediğini fark ediyordum. Artık bu durum dayanılmaz olmaya başlamıştı, üstümde kocamın gömleği olduğu halde beni yere yatırmasını arzu ediyordum, sonrası malumdu… Sol göğüsümün üstünde bir baskı hissettiğimde kendimi koyverdim. Alper önce sol, sonra sağ göğsümü avuçlarının içine almış hafifçe sıkmaya başlamıştı. Dudaklarımdan derin bir ‘ohhh’ çıkıp tüm odayı doldurdu.

Acı acı çalan telefon birden ikimizinde irkilmesine sebep oldu. Göz ucumla sehpanın ucunda duran telefonumun ekranında Galip’in aradığını gördüğümde gerçek dünyaya dönüverdim… Alper ise ellerini panikle çekmişti ve tek kelime etmeden olacakları bekliyordu. Ağırdan alarak kıyafetlerimi tekrar omuzlarıma çıkarttım, göğüslerim artık kapalıydı. Telefona uzanıp açtım.

-Gökçe, nasılsın aşkım?
-İyiyim sevgilim. Sen nasılsın?
-Bende iyiyim. Akşam beraber dışarı çıkalım, yemek hazırlama boşuna demek için aradım. Havamız değişsin.
-İyi düşünmüşsün.
-Nefes nefese kalmışsın, müsait değil miydin?
-Yok müsaitim, Alper bey ile oturuyorduk.
-Nasıl yani?
-Kek getirmiş. Sağolsun.

Sonra Galip’in neler dediğini duyamadım ve kuru bir ‘görüşürüz’ ile çağrıyı sonlandırdım. Alper’i arzuluyordum ama kocamın onayı olmadan bunu yapmak kötü hissettiriyordu. Alper’e dönüp;

-Çok iyi geldi masaj. Ama şimdi hızlıca hazırlanmam lazım. Kusura bakmazsın değil mi?… Sana da ayıp oldu ama…

deyip olabildiğince gülümsedim, yalan attığımı bilse bile karşı koyamazdı. Masaj bitmişti!

Sanki hiç bir şey olmamış gibi o da gülümsedi ve kısa bir sarılıp vedalaşmanın ardından bir iki şey söyleyip (kendine iyi bak, tekrar yapalım bir ara bunu, her şey için teşekkür ederim vs…) evden çıktı. Kapıyı kapatıp derin bir nefes aldım, ne olmuştu biraz önce orada? Bir erkek göğüslerimi mi avuçlamıştı?…

Hızlı adımlarla odama geçtim, şortumdan ve külodumdan kurtuldum. İç çamaşırım ve şortum sırılsıklam olmuştu, kendime inanamıyordum. Hızlıca banyoya kuruması için bıraktığım vantuzlu dildoyu aldım ve salona geçtim. Aynı koltuğa oturup bacaklarımı araladım. dildonun baş kısmını olabildiğince ıslak bir şekilde yaladım ve hızlıca vajinamın girişine yerleştirdim. Önce dildonun baş kısmını sonra ise devamını hızlı hareketlerle içime soktum ve tekrar çıkartıp sokmaya başladım. Bir taraftan atletimin içinden göğüslerimi okşamaya başladım.
Bedenim sarsılıyor, içime soktuğum dildonun verdiği haz ile kendimden geçercesine göğüslerimi okşuyordum. Aklımda elbette Alper ve cüretkar dokunuşları vardı. Haykırarak boşalmam uzun sürmedi. Alper’in duyacağından emin olduğum sesler çıkartarak dildoyu daha derinlere sokuyordum…

İçimde dildo durduğu halde koltukta bir süre kendimden geçmiş halde oturdum. Ardından gözlerimi açtım, kalan ve soğuyan kahvemi bir yudumda bitirdim. Acı kahve boğazımdan geçerken zihnim çalışmaya başlamıştı bile. Dildoyu yavaşça çıkartırken hassas vajinamda kasılmalar devam ediyordu. Tamamen dildo çıktığında içimde oluşan o boşluk hissine odaklanıp biraz daha bekledim. Üstüme çeki düzen verdim ve telefonu elime aldım. Galip’i aradım.

-Buyur aşkım, bir sorun mu var? Ve diğer bir şey, Alper hala orada mı?
-Yok sen aradığında gitti.
-Her şey yolunda mı peki?
-Bilmiyorum ama şu kadarını söyleyeyim; aramamış olsan veya aramakta bir iki dakika geciksen muhtemelen Alper beni becerdiği için telefonu açamayacaktım.
-Ciddi misin yoksa bu senin soğuk şakalarından birisi mi?
-Bu sefer ciddiyim. Offf…
-Sakin ol. Bir iki saate işlerimi erkenden bitirip gelmeye çalışacağım. Dışarı sonra çıkarız.
-Galip…. Bu önemli ve ciddi. Off, yanımda olmanı istiyorum. Kafam çok karışık. Az kalsın adamla sevişecektim.
-Gelince konuşalım mı? Ama sakin ol.
-Tamam. Kızdın mı?
-Gelince konuşuruz, görüşürüz.

Telefon kapandı. Bu sefer büyük bir hata yapmış olabilirdim, sınırları fazla zorlamış olabilirdim. Korkuyla ve panikle Galip’i beklemeye başladım…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir